30 Ekim 2007 Salı

kemikal biladerlerde yeni bir yapılandırma

Bu siteyi açarkenki amacımız ev yaşantımızı birazda olsa dışarı açabilmek biraz daha farklı eleştirel bir açıdan yaklaşabilmekti. Bu durumu birazda olsa sizlere yansıta bildiğimizi düşünüyorduk. Çünkü biliyordu ki bu dünyanın değişimi kendi yaşam alanlarımızdan kendi mutfağımızdan başlıyordu düşünsenize kendi mutfağını bile değiştiremeyen insanların dünyayı değiştirmeye kalktıklarını... Kısacası dokunabilmek istiyorduk yüreklerimize yüreklerinize. Ama kapitalizm ister neonlu bilinmeyen yüzüyle gelsin isterse deneye dayalı tüm sistematikleriyle gelsin içimizde kanayan bir yerlerimize tuz çalmaya devam ediyor. Kaptırıyoruz ister istemez kendimizi onu şehvetli yollarına... Mutluluk diyoruz... Geçici sevinçler oluyor uzanımlarında... Sevgililerimizde arkadaşlarımızda... Yarenliklerimizde... İster istemez bir otorite kurmak zorunda kalıyoruz çünkü korku ister istemez bizi sürüklüyor istediklerine yüzünü göstermiyor ve maskeler takmak zorunda kalıyoruz. İşten kovulma korkusu. Sevgilinin terk etme korkusu... Aç kalma korkusu... Vb birçok korkuyla saldırıyor üzerimize ve insanlığımızdan bir adım daha uzaklaşır bir hal alıyoruz bu bataklıktan kurtulmak için giriştiğimiz şeylerde gerçekçi olmadığı ve gerçeği ( doğanın sunmuş olduğu ve eninde sonunda maruz kaldığımız kanunlar bütünü) daha çamura bulamamızı ve tarihin tozlu raflarında bir nokta olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor maalesef. Peki, bu kadar çözümlenin sonucu ne? Bu yüzden sitenin yapısında ara sırada olsa içimizden bir yerlerden bir şeyler yazacağımızı söylemiştik. Buna birazda bilgilendirme eklemek istiyoruz çünkü bu dünyanın asıl yerlileri bizleriz. Hatalarımız yanlışlıklarımız üzüntülerimiz neşelerimiz sevinçlerimizle bir kaybediş bir yer aldı jargonu oluşturmak istiyoruz. Geyiklerimizle dalga geçtiğimiz yerlerimize inat özlemlerimizi de yazma kararı aldım( aldık demeyi çok isterdim ama acı ve saldırı pozisyonunda bunlar olmuyor).

Hiç yorum yok: