Zapatista Ulusal Kurtuluş Ordusu (EZLN) lideri Marcos, Meksika’nın güneydoğu dağlarında yaptığı açıklamada savaş kokusu aldıklarını belirterek, silahlı mücadelenin yeniden başlayabileceği uyarısında bulundu. Marcos, bir süre basına da konuşmayacağını bildirdi.
EZLN lideri Subcommandante Marcos bu kez Meksika’nın güneydoğu dağlarında konuştu. Zapata devrimi lideri Marcos, silahlı mücadelenin Chiapas’ta yeniden alevlenebileceği konusunda uyardı. San Cristobal de las Casas’da yapılan toplantıya birçok ünlü isim de katıldı.
John Berger, Naomi Klein, Immanuel Wallerstein, Brezilya MST’den Ricardo Gebrim ve 2006’da Oaxaca isyanının tanığı Meksikalı Gustavo Esteva da toplantıda yer aldı. Toplantıya katılamayan Noam Chomsky de bir mesaj gönderdi.
Silahlı barışın sonu mu?
Zapatistalar bir yıldır devletin suç ortaklığı yaptığı paramiliter grupların saldırılarına maruz kaldıklarını belirtiyorlar.
Marcos, “teorik mastürbasyon” olarak tanımladığı bazı iğneleyici ifadeler kullandıktan sonra sözlerini sertleştirerek, “EZLN bir ordudur. Kuşkusuz diğerlerinden çok farklı ama bir ordudur” dedi. Sonra, “oysa savaşın, tıpkı korku gibi, bir kokusu vardır ve biz topraklarımız üzerinde pis kokular almaya başladık” şeklinde konuşan Marcos, “en azından bir süre boyunca” medya karşısına da çıkmayacağını belirtti.
Zapatistaların basına kapalı olarak yeni stratejilerini belirlemesi gerekiyor. Marcos bir süre önce bir gazeteciye, bunun son mülakatı olabileceğini söylemişti.
Mali destek azalıyor
Marcos kendi saflarında Meksika soluna olan güvensizliğinden dolayı eleştiriliyor. Mart 2001’de Mexico’ya doğru görkemli Zapatista yürüyüşünde kendisine eşlik eden birçok aydın uzaklaştı. Bu izolasyonun sonucunda EZLN’nin uzun süredir aldığı finansal destek azaldı. Bu destek özellikle İtalya ağlarından geliyordu. Otonom belediyeler nezdinde de sesler yükselmeye başladı ve göç eden gençlerin sayısı giderek artıyor.
Marcos silahlı mücadeleye geri dönmeyi dışlıyor ancak saldırılar mutlaka cevap vereceklerini kaydediyor. Marcos’un dikkatleri 2010’a çekiyor, yani bağımsızlığın iki yüzüncü yılı ve Meksika devriminin yüzüncü yılına. Marcos, “zira en az yüzyılda bir Meksika halkı hayır diyor” dedi.
Mexico City ve Oaxaca düştükten sonra…
2006’nın yaz aylarında Meksika’da iki büyük halk hareketi patlak vermişti. Biri, başkanlık seçimlerine karıştırılan hile sonucu, sağcı Felipe Calderon karşısında kıl payı yenik düşen merkez-sol PRD taraftarlarının başkentteki sivil itaatsizlik eylemleriydi. Aylar boyu süren eylemlere yüz binlerce kişi katılmış, PRD’nin söylemi giderek radikalleşmiş ancak hareket başkentle sınırlı kalmıştı. Öğretmenler grevinin öncülüğünde gelişen kitle hareketinin Oaxaca’yı 6 ay boyunca sokaktan yönetecek Oaxaca Halk Meclisi’nin kuruluşuyla bir ikili iktidara dönüştüğü Oaxaca eyaletinde de devlet sokakların kontrolünü ancak aylar sonra büyük terörist operasyonlarla yeniden ele geçirebilecekti.
Bu süreçte EZLN liderliği Oaxaca ile örgütlü olmayan sembolik dayanışma eylemleri sergilerken, başkentteki hareketi dışlamıştı.
Yerel direniş dinamiklerinin birbirini destekleyen bir rotada ilerlemesinin önünde nesnel engeller olmakla birlikte EZLN’nin de parçalılığı aşma yönünde bir tavır sergilemekten kaçındığı bilinen bir gerçekti. Sonuç olarak Mexico City ve Oaxaca’nın düşüşünün ardından Meksika devletinin silahları Chipas’a da yöneldi.
Marcos’un bu son “alarm” ilanının ne ile sonuçlanacağı meçhul ancak Chiapaslıların ana eğilimi öyle ya da böyle bekleyiş durumunun değişmesi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder